Copyright : AzaplıFM 2008
|
![]() |
|
3. Düğünlerimiz ![]() Kız isteme,Söz kesme,Nişan Yöremizde evlilikler genellikle görücü usulüyle yapılır.Ortalama evlilik yaşı erkekler için 18 iken bayanlarda bu rakam daha da aşağıdır. Evlilik çağına gelen gence, yakın çevresi adaylar bularak tavsiye eder. Genç, kendisine tavsiye edilen adayları görmek ister.Bunun üzerine, çoğunlukla kızın yakın bir akrabasına çay içmeye gidilir. Bu ziyarette, misafirlere yapılan ikramı kız getirir ve böylece oğlan kızı görmüş olur.Köylerimizin birçoğunda kız görme, çeşme başlarında kızın suya gelmesi beklenerek ya da tarlada kız çalışırken yapılır. (Evlenme çağına geldiği halde, ailesi tarafından herhangi bir girişim görmeyen erkekler, ailesini harekete geçirmek ve evlenmek isteğini bildirmek amacıyla, sabah kalktığında kullandığı yastığı, yorganının içine uzatır. Aynı konuda, kızlar da yaptıkları yemeğe ya çok tuz atarlar, ya da hiç tuz atmazlar; ya da çeyiz eşyası olarak yaptığı el işlemelerinden bazılarına sevdiği gencin ismini işlerlerdi. Bu hareketler "Beni evlendiriniz!" anlamlarına gelir.Bu konu ile ilgili köylerimizden birinde şöyle bir nükte anlatılır: "Evlenme çağı geldiği halde, ailesinin umursamaz tavırlar takındığını gören genç, her gün yastığını yorganının içinde bırakarak kalkar. Bunu gören anne, beyine: Söz kesme sonrası, iki aile karşılıklı konuşarak yapılması gereken işleri planlar.Eğer, nişan yapılması istenirse kararlaştırılan günde nişan yapılır.Nişan, söz kesmede olduğu gibi akşam erkeklerin, gündüz de kadınların kız evinde toplanması ile yapılır.Bu törende de yine söz kesmedeki ikramların aynısı yapılır. Bunlardan farklı olarak, gündüz kadınların töreninde geline yakın çevre tarafından "Takı" adı verilen, altın başta olmak üzere çeşitli hediyeler takılır.Yine, tören sonunda çiftlerenişan yüzüğü çeşitli takılar takılır.Nişan yüzüklerinin damadınkini kız evi, gelininkini oğlan evi önceden, parmaklarının da ölçülerini alarak, tedarik etmişlerdir.Nişan töreninin bazen düğünlü yapıldığı da olur. Daha sonraları damat evi aralıklarla kız evini ziyaret eder. Bütün ziyaretlerde gelin adayına kıyafet ve takı cinsinden çeşitli hediyeler getirilir.Kız evinin istekleri sorulur.Bazı aileler oğlan evinden isteklerini liste haline getirerek, bu listedekilerin alınmasını isterler.Listede çoğunlukla altın ve ev eşyaları vardır.Bu listeyi alan damat tarafı istekleri yerine getirmeye başlar. (Eskiden liste verme yerine başlık parası anlamına gelecek "KALIN" adı verilen bir gelenek vardı.Bu geleneğe göre kız babası damat evinden belirli miktarda para talep eder; bu para çok yüksek meblağlarda olursa araya ileri gelen büyükler girerek, pazarlık yapıp bu miktarı düşürmeye çalışırlardı. Kalın adı verilen bu parayı , başlık parasından ayıran özellik: bu para, kız babası tarafından gelin olacak kızına harcanırdı.) Gelin adayı da küçüklüğünden beri başlattığı çeyizini tamamlamaya koyulur. Kızın çeyizinin tamamlanmasına ,yakın çevresi de yardım eder. Damat da aralıklarla hediyeler alarak gelin evini ziyaret eder.Bilhassa bayramlarda, sadece damat değil, damadın yakınları da gelini hediyelerle ziyarete giderler. Buna "GELİNLİK GÖRME" denir. Düğünlerimiz eskiden ortalama bir hafta sürermiş. Şimdilerde Cuma günü başlayıp pazar günü sona ermektedir; yani üç gün devam etmektedir. Düğünlerimiz davul-zurna ile yapılır. Bazı düğünlerimizin çalgısız veya mevlit okutularak yapıldığı da vakidir.(Son yıllarda orkestra ile ya da düğün salonlarında yapılan düğünler de olmakla birlikte, henüz geleneksel hale gelmemiştir.) Düğün öncesi damat tarafı, gücü kuvveti yerinde, biraz da fakir olan bir kişiyi "BAYRAKÇI" tayin eder. Bayrakçının görevi, kendisine teslim edilen düğün bayrağını, düğün bitimine kadar muhafaza etmek , halay tutulması, misafirlere yapılacak ikramlar, gelin almaya gidiş-geliş gibi konularda düğün evine yardımcı olmaktır. Bazı köylerimizde kız tarafı bayrakçının elinden bayrağı kaçırmak ister. Bayrağın kaçırılması törelerimizde çok büyük bir kusur sayılacağı için, bayrakçı kuvvetli kişilerden seçilir. Bu kişiler, hemen hemen her köyde belirli olduklarından bulundukları köyün bayrakçısı olarak nam salarlar. Düğünün başladığı anlamında, düğün evinin damına bayrak asılır. Bayrağın asıldığı direğin üstüne de elma,portakal,ayva, nar cinsinden bir tane meyve takılır. Daha sonra, sağdıç, davul-zurnayı, damat tarafının yakınlarından başlamak üzere, çaldırarak köyü dolaştırıp düğünün yapılacağı yer olan damadın evinin önündeki alana gelirler. Davulcu ve zurnacıya damat evi, basma ve kumaş türünden hediyeler vererek boyunlarına asar. Bu hediye düğün süresince çalgıcıların boynunda (Davulcu davuluna da asabilir.) asılı durur. Sağdıç hemen ilk halayın tutulması için, çevredekileri elele tutuşturur. Böylece düğün başlamış olur. Düğünlerimizde erkekler ayrı, kadınlar ayrı eğlenirler. Düğüne dışarıdan gelenler, geldiklerini belli etmek amacıyla,düğün yerine yaklaşınca silah sıkarlar. Silah sesini duyan sağdıç ve yakınları, hemen davul-zurnayı alarak misafirlerini karşılarlar. Misafirler de davulcuya bahşiş verirler. Misafirler düğün alanına girince herkes ayağa kalkıp "hoş geldiniz" der. Düğüne devam edilir. Dışarıdan gelen misafirleri düğün evi dışındaki komşu ve yakılar kendi evlerinde yatırıp misafir ederler.
|
|
|
![]() |